“Benim çocuğum çok yaramaz”, “bir saniye bile yerinde durmaz, hiç söz dinlemez” gibi cümleleri günlük hayatta bir çok ebeveynden duymuşsunuzdur. Çocuk çok hareketlidir, bir türlü yerinde duramaz. Birşey yapmaya başladığında aniden farklı bir şeyle uğraşmaya başlar. Çocuk eşyalarını kaybeder ve kaybettiğinin pek de farkına varmaz. Okulda başarıları pek de iyi değildir. Sınıfta sürekli hareket halindedirler. Böyle çocuklar bazen “şımarık” ya da “sorumsuz” gibi sözcüklerle etiketlenirler. Bu durumlar genelde anne- baba ve ebeveynleri çileden çıkartır ve olmadık çözüm yollarına baş vurmalarına sebep olabilir. Peki çocuğun böyle davranmasının altında farklı bir şey yatıyor olabilir mi?

Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu çağımızda sıkça görülen bir hastalık türüdür. “Haşarı” diye adlandırılan çocukların bu bozukluğa sahip olma ihtimalleri yüksektir. Bu çocuklar uygun bir tedavi almak yerine davranışlarından dolayı cezalandırılırlarsa bu onların psikolojilerini daha olumsuz etkileyecektir.

Dikkat Eksikliği her zaman Hiperaktivite ile birlikte olmak zorunda değildir. Tek başına Dikkat Eksikliği de çocukların akademik başarısının düşük olmasına ve yapmaları gereken bir işi sürdürememelerine sebep olabilir.

Ebeveynlerin ve öğretmenlerin tutumu bu hastalıkta çok önemlidir. Anne ya da baba sürekli “senden bıktım”, “beni çok yoruyorsun” gibi şikayetlerde bulunurlarsa çocuğun öz güveni ciddi şekilde zarar görebilir. Bir süre sonra çocuk kendini “işe yaramaz” olarak algılayacaktır. Yani bir nevi kendini gerçekleştiren kehanet olacak ve yetişkin hayatında bile kendisiyle ilgili şüphelere düşecektir. Bunu önlemek adına ebeveynler ve öğretmenler şunları yapabilir:

–          Ebeveynler durumu küçük yaşta farketmelerinden itibaren bir profesyonelden (mümkünse uzmanlık alanı çocuklar olan bir profesyonelden) yardım almalıdırlar.

–          Çocukları yaptıkları davranışlar yüzünden cezalandırmak yerine onlara enerjilerini harcayabilecekleri uygun ortamlar sağlamalıdırlar.

–          Çocukların bu enerjisini uygun yerlere aktarabilmeleri için onları spor aktivitelerine yönlendirmelidirler.

–          Çocuk okula başladığında durumu öğretmenlerle mutlaka paylaşılmalıdır.

–          Öğretmen sınıf içerisinde çocuğu aşağılamadan ona uygun görevler vermeli ve sınıftaki diğer çocukların dikkatlerini dağıtmasını engellemelidir.

–          Eğer ebeveynler çocuktaki Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite bozukluğunun farkında değillerse, aile mutlaka bilgilendirilmelidir.

–          Çocuğun ilaç kullanması gerektiğinde “benim çocuğum çok küçük psikiyatrik ilaç kullanamaz” demeden önerilen ilacın kullanılması gerekir.

–          Özellikle mükemmeliyetçi anne- babalar çocuklarından aşırı taleplerde bulunmamalıdır. Bu durum tedavi sürecini olumsuz etkileyeceği gibi çocuğun kendine dair “yetersizlik” algısını da güçlendirecektir.

                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                       ESRA ALICI

Psikolojik Danışman ve Psikoterapist