“Eğer diğer insanlara her istediklerinde yardım etmez ve kendi ihtiyaçlarınızı ön planda tutarsanız ne olur?” sorusunun cevabı genelde “bencil olurum” dur. Terapiye gelen danışanların çoğunun en büyük korkusunun “onlar”a yani “bencil” insanlara benzemek olduğunu söyleyebilirim. Bunu söylerken de aslında zorlanırlar…
Bencil insanların sevilmediğini bize kim öğretmiştir?
Daha küçük bir çocukken kendimizden büyüklerin yardımına ve sevgisine ihtiyaç duyarız. Etrafımızı öyle dikkatle inceleyiveririz ki… Öğrendiğimiz şey diğerlerinin bizi sevebilmesi ve değer verebilmesi için onların istediklerini yapmaktır. İyi çocuk olmak zorundayızdır yoksa sevilmeyiz. Diğerleriyle iyi anlaşabilmek ve sevilebilmek için verici ve faydalı olmamız beklenir.
Bir süre sonra kendi ihtiyaçlarımızın isteklerimizin önemsiz olduğunu anlarız. Önemli olan diğerleridir. Aman bir sorun çıkmasın aman kimse kırılmasın üzülmesin aman diğerleri bizi terk etmesin..
Öz değerimiz diğerlerine bağlı hale gelir. Onlar iyi derse iyi; kötü derse kötü oluruz. Sevilmek ve değerli kalabilmek ne kadar çok verdiğimize bağlıdır ; karşılığında hiçbir şey almadan…Bir süre sonra yorulduğumuzu hissederiz. Ne yaparsak yapalım diğerlerini memnun edemediğimizi hep bir eksik kaldığını görürüz. Sonunda ben diye bir şey kalmaz… artık “sencil” olmuşuzdur.
“Fedakar değilsem bencil olurum ve bencillik çok kötü bir şeydir.”
Kendini diğerlerinin önünde tutmak çoğu kültürde ayıplanır. Bunu en yaygın olarak büyüklerimizin “aman el-alem ne der” sözünden anlayabiliriz. Diğerlerine yardım etmek bir erdemdir. Ama bizim anladığımız türden bir yardım değil. Bizim yaptığımız kendini diğerleri için feda etmektir resmen. Bir şövalye ya da bir halk kahramanı gibi.. (kadın erkek ayrımı yapılmadan)
“Hayatımdaki herkesi memnun etmeliyim yoksa beni sevmezler”
Halbuki kendi ihtiyaçlarını isteklerini karşılamadan var olmak çok da mümkün değildir. Gereksinimler, istekler, öncelikler… Bunlar bazen yabancı gelir çünkü orda olduklarının farkında değilizdir.
Hayatı diğerlerine endekslediğinizde geriye tükenmiş bir sizden başka bir şey kalmaz. Bir daha diğerleri için bir şeyler yapmadan önce kendinize sorun:
“Bunu kendim istediğim için mi yapıyorum?”
“Yoksa başkaları üzülmesin, kırılmasın diye mi yapıyorum?”
“Eğer ‘hayır’ dersem çok mu mutsuz olurum?”
“Ve bu mutsuzluğum ne kadar sürer?