İçinde bulunduğumuz an bir daha yaşanması ve geri gelmesi mümkün olmayan bir zaman dilimidir. Peki gündelik hayatımızda bunun ne kadar farkında oluyoruz? Çoğumuz günlük hayatın koşturmacasına kapılıp sanki akarsudaki bir akıntıya kapılmış gibi sürükleniyoruz. Herşey MFÖ’nün “Mecburen” şarkısındaki gibi sürüp gidiyor. Sonunda elimizde yaşanmamış bir sürü şimdiki zaman geçmiş olup gidiveriyor. Peki anı yakalamak ve farkında olmak için ne yapabiliriz?

Uçaklarda oldugu gibi insanlarda da “otomatik pilot” modu vardır. Bazen zamanın nasıl geçtiğini anlamazsınız ya da yürüyüp geçtiğiniz yerlerdeki ya da karşılaştığınız insanlardaki ayrıntıları faretmezsiniz. Yaptığınız eylemi sırf yapmış olmak için yapmış olursunuz. Yemek yerken tadını almadan sadece doymak için yemek bu duruma en belirgin örnektir. Otomatik pilot modunun işimizi kolaylaştırdığı doğrudur. Her an farkındalık ve açık bir dikkat içerisinde olmak pek olası değildir. İçinde yaşadığımız dünya bize bu fırsatı pek sunmasa da günde 5 dakikamızı bir farkındalık alıştırmasına ayırmak büyük değişim yaratabilir. Hayattan daha fazla tad almamızı sağlayabilir. Peki farkındalık tam olarak nedir?

Farkındalık (mindfulness) temeli Jon Kabat-zinn’in atmış olduğu temelini budizm felsefesinden alan bir uygulamadır. Felsefesinin temelinde herseyi farkında olarak yapmak ve anda kalabilmek yer almaktadır. O anda ne yaşanıyorsa onu keşfetmek ve yargılamadan ya da değiştirmeye çalışmadan olduğu gibi kabul etmektir. Sanki herşeyi ilk kez deneyimliyormuş gibi kendimizi o ana bırakmaktır. Amacımız sadece farketmektir.

Farkındalık olmadan içinde bulunduğumuz anı elimizden kaçırıp ya geçmişte ya gelecekte dolanıp dururuz. Geçmişte yaşadıklarımızdan duyduğumuz pişmanlık ya da gelecekte başımıza gelebilecek olayların kaygısıyla başetmek zorunda kalırız. Günümüzün en büyük problemi olan stres ve stres kaynaklı bozukluklar bu durumun sonucudur. Farkındalıkla hayatımızın dengesini sağlayabilir ve kontrolü elimizde tuttuğumuzu görebiliriz.

Günde sadece 5 dakikanızı ayırarak yapabileceğiniz farkındalık alıştırmaları nelerdir:

– Bes duyuya odaklanma: Anın farkında olabilmek için bize eşlik edecek en güvenilir rehber beş duyumuzdur yani işitme, koklama, görme, tat alma ve dokunma. Şimdi oturduğunuz yerde vücudunuzun en rahat pozisyonu almasını sağlayın. Kaslarınızda herhangi bir gerginlik olmadığından emin olun. Acele etmenize gerek yok en rahat olduğunuz anda öncelikle etraftan gelen seslere kulak verin. Ne gibi sesler duyuyorsunuz? Sesler yakında mı yoksa uzakta mı? Başka ses duymadığınızı anladığınızda etrafınızda aldığınız kokulara odaklanın. Neye benziyor aldığınız kokular? Sonrasında ağzınızda bir tat var mı? Ağzınız kuru mu? Su içmeye ihtiyacınız var mı? Sonrasında oturduğunuz yerin yumuşak mı yoksa sert mi olduğunu fark etmeye çalışın. İçinde bulunduğunuz mekanın sıcaklığı nasıl? Üşüyor musunuz ya da terlediniz mi? Daha sonra etrafınızda neler gördüğünüza odaklanın. Yeni fark ettiğiniz daha önce görmemiş olduğunuz herhangi bir şey var mı? Nesnelerin fark etmediğiniz bir ayrıntısı bulunuyor mu? Tüm bunları yaparken aklınızdan geçen düşünceleri sadece birer düşünce olarak görüp onları sanki televizyonda bir kayar yazı olarak görmeye çalışın kovmayın. O anda ortaya çıkan duygularınızın da farkına varın ve olduğu gibi kabul edin. Daha iyi hissetmeye çalışmayın. Başta biraz zorlansanız da sürecin sonunda kendinizi nasıl hissettiğinize bir bakın. Alıştırmayı ne kadar sık tekrarlarsanız gündelik hayatınızın bir parçası haline gelecektir. Bu alıştırmayı evde, işte, sokakta ya da arabanızda dahi uygulayabilirsiniz